Avrupa'da feodalizmin ortaya çıkışında birçok etken vardır, bunun üzerine binlerce sayfa tez yazılabilir herhalde. Ama bir olay var ki o olmasa dğer hiçbir etkenin önemi olmayacaktı. O da üzenginin Türkler tarafından Avrupalılara öğretilmesi. Asıl konu bu olmadığından kısaca değineceğim. Üzenginin Avrupa'ya girmesiyle şovalye adı verilen bir sınıf ve bunun sonucunda da feodalizm ortaya çıktı. Peki feodalizmin yok olmasına neden olan temel neden nedir? Bu da kale surlarını rahatlıkla parçalayabilen topların savaşlarda kullanılmaya başlaması. Peki bunu ilk olarak nerede görüyoruz; İstanbul'un fethinde. Yani feodalizmin başlamasına neden olanda biz Türkler yok olmasına neden olanda. Neyse efendim asıl anlatacğım konudan çok uzaklaştım ama bu örneği sadece neden sonuç ilişkisine giriş yapmak için verdim. Nedenler ve sonuçlar. Tarihte meydana gelen her olay önemli yada önemsiz olsun bir çok nedenin bir araya gelmesiyle meydana gelmiştir. Benim şimdi anlatacağım bilgisayarın nasıl hayatımıza girdiği.
Bunun aslı biner sisteme yani ikili sayı düzenine dayanmaktadır. Bu da on yedinci yüzyıl matematikçi-filozofu Alman Gottfried Leibnitz'in düşündüğü bir sistemdi. İkili sayı düzenine göre bütün sayılar yalnızca iki rakamla 0 ve 1 lerle ifade edilmektedir. Bilgisayarın ikinci bir kökü de on dokuzuncu yüzyıl kaşiflerinden Charles Babbage'ın dişli çarkları aracılığıyla aritmetik fonksiyonların ifade edilebileceği, toplama, çıkarma, çarpma ve bölme yapılabileceği yolundaki keşfi ve ilk gerçek hesap makinesinin icadıdır. Daha sonra bu yüzyılın başlarında iki ingiliz mantıkbilimci Alfred North Whiteland ile Bertrand Russell pricipia Mathemetica adlı eserlerinde herhangi bir kavramın çok mantıksal biçimde ifade edilebileceğini ileri sürdüler. Bu keşiften sonra Avusturya kökenli bir Amerikalı olan Otto Neurath Birinci Dünya Savaşı sıralarında ABD Savaş üretim heyetinde çalışırken o zamanlar çok yeni ve adeta saçma sayılan bir data yani fikir ileri sürmüş, herhangi bir alandaki bilgilerin ister anatomi ya da ister astronomi ister ekonomi tarih ya da zooloji olsun bir kere kantifiye edilince yani nicelendirilince hep aynı olduğunu ve aynı biçimde muamele görebileceğini söylemiştir. Bu olaydan biraz daha önce yani Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından hemen önce de Lee de Forest adlı bir Amerikalı elektrik uyarılarını ses dalgalarına çevirebilen bir audion tüpü icat ederek konuşma ve müziklerin yayınını olanaklı hale getirmiştir. Aradan yirmi yıl geçtiğinde kart basma sistemleri üreten orta boy bir fabrikada (IBM) çalışan mühendislerin aklına audion tüpünün elektronik olarak 0 dan 1 e ve sonra gerisin geri 0 a çevirme amacıyla kullanılabileceği gelmiştir. Eğer bu unsurlardan herhangi biri eksik olsaydı bugün bilgisayar diye birşey olmayacaktı. Hiç kimsede bunların esas olduğunu bilemez.
Peki bütün bunların senin blog yazmaya başlama sürecinle ne alakası var diye bilirsiniz. Bilgisayar olmasa bu eylemi yapamazdım. Bilgisayarın icadına kadar ki bölümü anlattım bundan sonrasınıda başka bir yazıda anlatayım.
Nedenler ve Sonuçları İşte.............
Neden sonuca iyi bir bakış açısı başta okurken ne alaka diyorsunuz ama yazının sonunda tamam anladım diyorsunuz.
YanıtlaSilMimlendiniz! :o)
YanıtlaSil