28 Temmuz 2009 Salı

Kırmızıda Dur Yeşilde Geç

Güzel yurdumun bazı öküz insanları hala kırmızı ışıkta durulacağını öğrenemediğinden ben hayatımın ilk kazasını yapmış bulunmaktayım. Öyle büyük bir kaza değil sadece arka stop lambalarında kırık var ama olsun yinede insanın canı sıkılıyor. Kırmızı ışıkta durduğumda arkadan gelen arabanın yavaşlayamayacağını (ey türkçe sen nasıl bir dilsin böyle bir kelimeyi bile kurdurdun ya bana) anladım ve gazı kökledim ama ne çare, kaçınılmaz o an yaşandı. Güneş altında yarım saat polis bekle ki kaza tutanağı tutsun, ki bu bana çarpan adamın fikriydi, kendin tutunca sorun oluyormuş. Sana ne be adam yüzde yüz kusurlusun zaten sorun yaşayacaksam ben yaşayacağım beni neden güneş altında yarım saat bekletiyorsun. Tabiki içimden söyledim bunları, paşa paşa bekledim.

26 Temmuz 2009 Pazar

Benim Adım .......

Bu hafta Avusturya'dan misafirimiz Mr. Petzold gelmişti. Ankara'da ki kafenin son halini kendi gelip inceleme yaptı. Beğenmemek mümkün olmadığından ellerinize sağlık deyip gitti. Mr. Petzold'un otel rezervasyonunu yaptırırken telefonda telaffuzu zor olacağından benim adımla rezervasyon yapılmasını istemiştim. Akşam otele yerleştirirken bende ona eşlik ettim resepsiyona kadar ve her zaman telefonda adımın yanlış anlaşılması geleneği bozulmadı ve yine yanlış yazıldığını gördüm. Bu seferde Ömer Hacı Çebi olarak yazılmıştı. Şimdiye kadar adımı Ömer Has Çeki, Ömer HasÇelik, Ömer Hasan Çelebi, Ömer Hasan Çekiç olarak yazıldığını görmüştüm ama ilk defa Ömer Hacı Çebi oldum. Hadi hayırlısı.

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Çok Yaşlandım Çoook

Dün sabah beyaz bir bmw öyle bir makas attı ki bana nasıl geçtiğini bile anlayamadım, başım döndü resmen. İlk birkaç saniye refleksle bende gaza asıldım ve eski günlerdeki gibi başladım takibe. Çocuk maşallah ölümüne gidiyor, öyle makaslar atıyor ki ben pistte bu kadar cesaretli değildim açıkcası. Bir süre sonra beyin fonksiyonlarım çalışmaya başladı ve frene bastım. Hem otoban hem de cadde yarışı için yaşlandığımı anladım. Yavaş yavaş gitmeye devam ederken bir yandan da yapmak için fazla yaşlı olduğum şeyleri düşünmeye başladım. Liste baya kabarıktı. Boş bir vaktimde bu listeyi yazıya döküp yayınlıcam.

21 Temmuz 2009 Salı

Uzun Bir Aradan Sonra...

Son zamanlarda yazamamam kendime ne kadar az zaman ayırdığımın kanıtı. Çünkü burada ayırdığım vakit tamamen kendime ayırdığım bir vakit, kendimle bir çeşit dertleşme ve muhakeme. Kendine zaman ayırmayan insanlar ise hiçbir zaman kendilerini geliştiremezler. Arada bir dur diyeceksin, biraz dışarıdan büyük resime bakacaksın, neredesin bileceksin. Birazda boş ufuklara, denizlere, gökyüzüne bakacaksın. En güzel terapi bu işte. Belli ki benim denizim, kumum, güneşim gelmiş. Kısaca tatilim gelmiş. Sevdiğim işi yapıyor olmam, sürekli geziyor olmam tatile ihtiyacım yok hissi veriyordu ama belli oldu ki sadece yanılsamaymış. Acil tatile çıkmam gerek, ama özellikle bu ara imkansız, çünkü çok yoğun işler çok.

O kadar uzun zamandır yazmamışım ki son zamanlarda ki gelişmelerden neyi yazdım neyi yazmadım onu bile bilmiyorum. şöyle uzunca herşeyi anlatayım diyordum ama toplantının saatini erkene almışlar ondan daha sonraya kaldı. Uzun aradan sonra yazmak çok güzel.