27 Kasım 2012 Salı

Erkek ve Kızlar Arasındaki Farklar -1

1-Sabun için tek bir kelimemiz var
2- Mumlarımız yoktur
3- El işlemeleri satan dükkânda değerli bir tek şey görmüşlüğümüz yoktur
4- Ünlülerin giyinik fotoğraflarıyla dolu dergilerimiz yoktur!:D
5- Sohbet ederken birimiz konuşur, diğerleri dinler!
6- Değişiklik olsun diye saç kestirecek kadar sıkıldığımız ve insanüstü bir ümitsizliğe düştüğümüz olmamıştır
7- Takılar ve bitki yağları gibi sıkıcı şeylere heyecanlanmayı bilmeyiz.

25 Kasım 2012 Pazar

Kuzey En Kuzey - Çevre 2

Kuzey kutbunda çalıştığım süre boyunca gördüğüm fakat Türkiye'ye döndüğümden beri yazma fırsatım olmayan bir konuyu geçen çevreyle ilgili bir yazı yazınca yazmaya karar verdim. Kuzey kutbunda çalıştığım süre boyunca kuzey buz denizinde gitme fırsatım oldu. Küresel ısınma nedeniyle yılın bir ayı buzlar eridiği için gemiyle yolculuk rahatlıkla yapılabiliyor. 2030-2045 yılları arasında yılın 3-4 ayına kadar çıkacakmış bu buzsuz dönem. Buzların erimesi nedeniyle kuzey buz Denizi'de gemilerin transit geçiş yolu olmuş. Bu kuzey buz Denizi'nin kirlenmesi açısından çok önemli. Ayrıca Rusya da öğrendiğim kadarıyla dünyadaki petrol rezervlerinin yüzde 25 i kuzey kutbunda bulunuyormuş. Buzların erimesiyle sondaj gemileri bu bölgelere gidebilip araştırma yapabiliyorlar. Bu insanın aklına Meksika Körfezi'nde ki gibi bir facia olması durumunda günümüz teknolojisinin ve bölgenin uzaklığınızda dikkate alırsak müdahale mümkün mü sorusunu getiriyor. Bunu sorduğum kişiler bunun mümkün görünmediğini söylemişlerdi. Çok uzak görünsede meydana geldiğinde dünya için bir daha dönüşü ve telafisi olmayacak bir faciayla karşı karşıya olduğumuzu söylemek istedim. O kadar.


Fakında Olmadığımız Tehlike - Çevre 1

Bugün her yıl Tunus büyüklüğünde bir ormanın kağıt üretilmek için yok edildiğini öğrendim. Bu beni çok şaşırttı. Çünkü dijital çağla birlikte kağıt tüketiminin iyice azaldığını düşünmüştüm hep. Biraz araştırma yaptım ve bunun tam tersi olduğunu gördüm. Hesaba katmadığım dijital çağla birlikte yazıcılarında son derece hızlı çıktı alabildikleriydi. Birde insanların dijital verilere hala çok güvenememeleri ve bir yazılı çıktı kopya bulundurma alışkanlıkları bunda etkili olsa gerek. Kağıt üretiminde ağaçların liflerinden ayrıştırılma denen aşamasında çok enerji ve soğurmadada çok su kullanılıyormuş. Buda kirlenen hava ve su demek oluyor. Neyse ki geri dönüşümde bu oranların 5 ve 10 da biri kadar bir enerji ve su kullanılıyormuş. Kağıtları atarken geri dönüşüm kutularına atmaya dikkat ederdim ama bunları okuduktan sonra daha çok dikkat eder oldum. Tabi benim dikkat etmem ne kadar önemli olur bilmem, ulusal ve uluslararası seferberlik olmalı bu konuda. Araştırırken Robinwood adında bir örgüte rastladım. Bu örgüt kağıtlarda kimyasal analizler yapıp dünyanın hangi bölgesinden kesilen ağaçlarla kağıt yapıldığını buluyormuş. Avrupa'da yaptıkları araştırmalarda çok ilginç ve bir o kadar rahatsız edici sonuçlar bulmuşlar. Almanya'daki bir çok kağıdın tropik yağmur ormanlarından kesildiğini tespit etmişler. Bu son derece ürkütücü benim için. Çok daha ilginci ise kağıt üreten bazı firmaların bilimkurgu filmlerinde görebileceğimiz yöntemlerle kağıt üretmeye başlaması. Ağaçların genleriyle oynayarak ahşabın içinde doğal olarak bulunan ve ona sertlik veren lignin denen maddenin aynı zamanda kağıda sarı renk vermesinden ötürü bu maddenin bulunmadığı genetiğine oynanmış ağaçlar üretmeye başlamışlar. Bunu yapan firmanın sloganı ise şu " Düyanın daha fazla ağaçta değil daha kullanışlı ağaca ihtiyacı var." Küstahlığa bak. İnsanoğlunun tamamını ve yaşamı etkileyecek bir konuda kendi kendilerine karar vermeleri yetmezmiş gibi birde böyle aptalca bir sloganla kağıt pazarlıyorlar. Bu genetiğiyle oynanmış organizmalar düzensiz bir şekilde çoğalırlarsa ne olur bunu hiç hesaplaşmışlar mı acaba? Dünyada eminim buna benzer birçok şey oluyor ve olmaya devam ediyordur. Bu kadar önemli sonuçları olabilecek konuları kimsenin bize sormadan uygulandığının farkındamısınız. Benim için genetiği oynanmış insan üretmekten hiç farkı yok ağaç üretmenin. Biz yıllarca ozon tabakası delindi delinecek diye korkarken endüstri bizi başka bir yerden vuracak gibi bir his var içimde. Bilim kurgu dünyasında yaşamamız çok yakın gibi. Tabi biz artık buna dur demezsek.