15 Kasım 2006 Çarşamba

KİM SUÇLU? BU SEFERDE ORDU MU?

Her yeni iktadar döneminde başarısızlıkla birlikte suçu kimin üzerine atalım dönemi başlar, şimdiki iktidarımızınsa yeni buluşu ordu harcamaları olmalı ki uzun zamandır fısıldanmaları duymaktayız. Bu küçük fısıltılar hemen hemen herkesin kulağına kadar gidiyor merak etmeyin. Bundan önceki iktidarıda suçu türkiyedeki memur ve kamu aracı fazlalığına atmasından pekde farkı yok bunun. o dönemde de gereksiz birçok memur ve kamu aracının ülke ekonomisine yüklediği külfetten bahsedilip personel azaltılımına gidilmiş, kamu araçları satılmıştı. peki onca yıldan sonra değişen ne oldu? Tabiki, hiçbirşey. Bu değişiklikler yapılmadan bile Avrupa ülkeleri arasında en az memur ve kamu aracına sahip ülke bizdik.

Bizim gibi bir ülkede tabiki ordu harcamaları fazla olacak ve gayet tabiki ordu siyaseten bazı açıklamalarda bulunacak. Dünya üzerinde hiçbir ülke yoktur ki, ordunun siyaset üzerine konuşmalar yapmadığı bunların bazıları bizdeki gibi medyaya yapılan açıklamalarla yada diğer bazı ülkelerde olduğu gibi askeri dergilerde yayınlanan gizli makalelerle yapılıyor. Bizim yapımızda olan bir ülkenin her zaman bir düşmanı vardır, ben bizi paranoyaklaştırıp hayali bir düşmanla karşı karşıya bırakıldımızı düşünmüyorum. Atatürk'ün gençliğe hitabesini okursanız hangi düşmanlarla savaştığımızı rahatca görebilirsiniz. Bizden sınırsız ifade özgürlüğü ve demokrasi bekleyen avrupa ülkelerinin liderlerinin tümü emin olun Türkiye'nin özel durumunun farkında. Bunu ünlü İngiliz Başbakan Margaret Teacher ın bir kitabında açıkca gördüm, kitabında Türkiye'nin özel bir yapısı olduğundan ve onlardan sınırsız ifade özgürlüğünün beklenemeyeceğinden bahsediyordu. Tabi bu kitabın yayınlanması iktidarda değilken gerçekleşti.

Asıl sorunumuz eğitimken birçok saçma sorunla karşımıza çıkanlara gerekli cevabı vermeliyiz, Bu ülkede istikrarlı ve güvenilir tek kurum olan orduya ne yaptığı belli olmayan insanların nasıl dil uzatabildiğini anlayamıyorum. Bu tür insanlara halkımız yapılan anketlerde çıkan sonuçlarla çok güzel cevap veriyor aslında. Anket sonuçlarına göre hala ülkemizde en güvenilen kurum ordu. Ona dil uzatan siyasetçiler ise güven endeksinde son sırada, işte buda herşeyi açıklıyor.

14 Kasım 2006 Salı

ZAMAN MAKİNESİ

Geçmişe dönüş...Ruslar zamanmakinasıyla deney mi yapıyorlar?Ernst Meckelburg 20 yıldır yoğun bir biçimde zaman anomalisi ve etkileri ile zamanda yolculuğun olabilirliğini araştırdı. İleri gelen bilimadamlarının (örneğin astrofizikçi Michael Morris; California Institute of Technology'den Kip Thorne ve Ulvi Yurtsever; Wisconsin Üniversitesi'nden Prof. John Friedman , İsrailli fizikçi Prof. Yakir Aharonow; ünlü alman fizikçisi Illobrand v. Ludwiger ve daha bir çoğunun) anlatımlarını inceledi. Bu anlatımların büyük bir kısmı ün salmış bilim dergilerinde (örneğin "Physical Review Letters"da ve ingiliz bilim dergisi "nature"da) yayınlanmıştı.Daha ekim 1997'de zamanımızın en önemli fizikçisi Cambridge üniversitesinden Stephen Hawking'in saptamaları esas itibariyle nedenselliği bozmadan ve paradoksa daha doğrusu tarih aykırılığna sebep olmadan zamanda yolculuğun mümkün olabileceği yönünde ve UFOların zaman makinası yani gelecekteki kimselerin yansımaları olduğunu, zamandışı gerçek karşılaşmaların bildiğimiz gerçekliğin (realitenin) dışında yeraldığını iddia eden Ernst Meckelburg'un saygı gören teorisini destekliyor.Meckburg'un bir kaç olay örnekleriyle desteklediği ''Zaman teorisi'' Langen Müller Yayınevinde yayınlanan ZAMAN TÜNELİ ve ZAMAN ŞOKU isimli kitaplarında kolay anlaşılır bir biçimde anlatılmıştır. Bu kitaplar yerel kitapçılardan edinile bilir. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Zaman TüneliErnst MeckelburgSonsuzluğun sınırına Yolculuk:26 Eylül günü California Teknoloji Enstitüsü'nden üç namıdeğer astrofizikçi Pasadena'da bütün dünyadan bilim adamlarını sansasyon yaratacak bir teoriyle şaşırttılar: Zamanda yolculuk, yani geçmişe ve geleceğe hareket edebilmek gelecek yüksek uygarlıklar için artık bir rüya olmaktan çıkıyor. Bügüne kadan korkulduğu gibi nedenselliği ve olayların akışını bozmadan gerçekleştirilebiliyor.Fakat, eğer kendisine etki edilmesine izin veriyorsa, geçmiş ve şimdiki zaman örtüşecek kadar birbirie yakinsa ve eğer evrende apaçık hemzamanlama hükmediyorsa, o halde zaman nedir? Bizim Evrenimiz: Tek büyük bir düşünce mi? Zaman ve arkasında gizlenmiş herşey büyük bir illüzyon mu? Şimdiye kadar insanlığın son gelişmelerini itaf eden hiç bir kitap zaman konularının tümünü her açıdan bu kadar detaylı incelemedi. Şimdiye kadar bin yılın sırrı "zaman" ve PSI-Fenomeninin hiç incelenmemiş bağlantıları, UFO-gösterileri, zaman tüneli gibi durumlar esaslı bir biçimde araştırıldı. Bu kitap zaman mekân konularından, bugün halen ulaşılamaz gibi görülen, belkide hemen yarın bilimselliği pekiştrilecek (ALLGEMEINGUT) genel temeli oluşturacak bölümler taşıyor. Burada zaman anomalisi hakında herşeyi, zamana ''zaman makinasıyla'', başkabir adıyla UFO'yla yönvermeyi, ve başka zaman dilimlerinden olan canlılarla bağlantıları sağlayan teknolojiyi öreniyoruz.----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Rus uzay araştırma-bilimadamları daha şimdiden küçük "zaman makinası" prototipleriyle deneyler yaptıkları ABD'den duyruldu. Bilgiyi sızdıran Dr. Vadim Alexandrowiç Chernobrow, Moskova Havayolları Enstitüsünden mezun oldu.Informant Dr. Vadim Alexandrowitsch mezunu olduğu Moskova Uçuş Enstitüsü'ndeotomatik uçan cisimlerin fonksiyonu ile ilgilendi ve astronotlardan sorumlu astronomi bakanılığı yaptı.Doktora sınavı ve araştırma hipotezleri (=varsayımları) effizient bir transport sistemini (teleportasyonu) tasarladığı projeyi içeriyor. Chernobrow bunu her an bir zaman makinasına veya da ultimativ bir imha silahına dönüştürülebiliyor.Rusların geliştirmiş olmayı istedikleri zaman makinası prototiplerin kapasiteleri şu an daha sınırlı. Onlar sayesinde zamanı 24 saat içerisinde 4 dakika yavaşlatıyor veya hızlandırıyor. Chernobrow gelecekteki zaman makinalarının daha büyük zaman dilimlerini atlaya bilmeyi mümkün kılmalarını umuyor.Chernobrow uzun yıllar boyu süren araştırmaları üzerine en azından bir kısım UFO'ların zamanda yolculuk yaptıklarından ve gelecekten bir takım cisimlerin bize geldiğinden emin.Chernobrow Albert Einstein'dan alıntı yapıyor ve Einstein 1943'te Amerikan Ordusunun ilgili deneyleri için gizli hesaplar yapmış, diyor. ''Einstein'ın zamanda yolculuk tekniklerinin sebep olabileceği beklenen feci hasarlardan dolayı eski notlarını yok ettiğini'' tahmin ediyor. Chernobrow'in tahminlerine göre bu notlar başka boyutların ve zamanda yolculuğunun matematiksel ispatlarını içeriyordu. Chernobrow ta başından bilinen teknik malzemelerin zamana çok az etki etki etmeleri nedeniyle farklı bir teknolojiye gereksinim olacağını tahmin ediyordu.Belirli durumlarda zamanı "elektromanyetik kuvvetlerin gösterisi" olarak görüyor ve bu da, onların yardımıyla zamana etki edilebilir, demek oluyor. Onun görüşüne göre bu teoriye dayanan bir makina kolay kurulabilir.Havakuvvetleri enstitüsünün uzmanlarının destekleriyle, Khrunichew Aerospace'in teçhizatlarıyla ve bilimsel planlama bürosunun çizimleriyle Chaernobrow bu teoriye dayanarak kurulan ilk prototipe "Lovondatr" adı verildi. Öğrenildiğine göre, bu bağlı projeler Khrunichew Aerospace kuruluşları Amerikan Uzay araştırma firmalarıyla beraber sürdürülüyor. İlk prototip 8 Nisan 1988'de ilk kez test edildi. Başlangıçta sonuçlar çok küçük değerler içeriyordu. 1988 ile 1993 yılları arasında mercek biçiminde kurulmuş dört deney prototiplerinin yapıldığı iddia ediliyor.Kendine has elektromanyetik özelliklere sahip kapalı bir iç odadan oluşuyordu ve kumanda-, besleme- ve ölçüm-ünitesini içeriyordu. Gerekli olan elektromanyetik alan biçimini Matryoschka-Prensipine dayanan (pompa içinde pompa) bir kısım iç içe geçmiş elektromanyetik işletme yüzeyleriyle sağlıyor. Bu yassı elektromıknatıs katmanları ELLİPSOİDALER biçiminde birbirine geçmiş. Dış katmandan elektrik enerjisi veriliyor veya kendisi enerji kaynağını oluşturuyordu. İşleme şartları kumanda ünitesinde ayarlana biliyordu. Zaman makinası deney modellerinin herbirinde en uygun frekans, gerilim ve SCHALTMODI-Orantı değerleri seçilebiliyordu. Chernobrow "Mekan transport sistemi" ni kurarken en uygun şeklin disk (UFO-KONFIGURATIONU) olduğunu keşfetti. Şu âna kadar en küçük MATRYSCHKA'da en büyük zaman kaymasına erişmeye uğraşıldı. Deneye katılanlar, deneyler süresince cihazların dışında da Zamansal kaymaları tepit ettiler. Zaman ölçümleri standart saatlarda olduğu gibi kuvars jenaratörleriyle yapıldı. Hassas zaman-sinyal ölçümleri elektronik ve mekanik saatlerle NUTZLAST çevresinde yapıldı. İlk zaman makinası prototipiyle saatta yarım saniyelik zaman farkı tespit edildi. İlerki değiştirilmiş makinalarla saatta 40 saaniyelik zaman farkı mümkün kılındı. İçerisindeki NUTZLAST hacmi bir futbol topunun büyüklüğü kadardı. Bu nedenle satilit deneylerinde olduğu gibi deney hayvanları olarak küçük köpekler kullanılamıyordu. İlk deneylerde yakın geçmiş zamana nakledilen böcekler ve fareler zaman farkı sadece 2 saniye olmasına rahmen hepsi birden öldüler. Donanım geliştirildikten sonra deney hayvanları zaman-nakil işleminden hasar almadan sağ kurtuldular. Chernobrow insanların gelecek yüzyılın başlarında zamanda yolculuk yapabileceklerine inanıyor. İlk deneyler zamanı saran sırperdesini birazda olsa araladı. Böylece şu sonuçlar çıkartıla bilir:Zaman heterogendir ve deyişkendir; Şimdiki zaman ise sadece çok değişkenli gelecek zamana ait, moleküler geçmiş zamana giden bir geçittir. (Bir ağacın dallarına benzetile bilir.) Geleceğe yolculuk (ağaç örneğinde olduğu gibi) sadece bir yol (dal) ayrımıyla mümkündür, geçmişe ise ayrımların herbiri ile mümkündür, çünki onların hepsi başlangıç noktasına geri döner. Chernobrow'a göre zaman makinasıyla - daha iyisi: geçmişe veya geleceğe yansımalarla - geçmişte oluşmuş ''her olay mekânında'' bulunmak mümkün olmalı. Ve eğer bu tür ziyaretçiler istenmeyen temaslardan sakınırlarsa ve tarihi akışın değişimine neden olmazlar ise, geri dönüş yolunda bir engelle karşılaşılmaması lazım. Aksi taktirde geri dönüş başka bir yol ayrımıyla gerçekleşir. Tarihi akıştaki değişiklik sadece zaman yolcuları için oluşur. (bir önceki) şimdiki zamanın başka bir sürümüne gelirler. Yazarın anlatımına göre, başlangıç ve geri dönüş zamanını o kadar kısa tutuyorlardı ki, zaman yolcusunun geri geldiği durumdaki doğal akış bir öncekinden ayırt edilemiyordu. Amerikan ve Rus bilimadamlarının yeni hesapları gösteriyorki, ....Yazar Chernobrow'un Rus zaman makinası prototipleri hakkındaki anlatımlarını çok dikkatli bir biçimde aktarıyor. Rus ve amerikanların çalıştıkları ihtimalini olanaksız kılmakta mümkün değil. Belkide "Area 51"de de ilgili deneyler kendini gösterir. Yazar bu gelişmeleri takip edecek.

İNSAN BEDENİNİN IŞINLANMASI MÜMKÜN MÜ?

İlk yazımda hemen hemen herkesin ilgisini çekecek yalnızca bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz ve çoğumuzada anlamsız gelmiş bir konu olan insan bedeninin ozak gezegenlere ışınlanmasının teorikte anlamlı olup olmadığını tartışacağız.

Öncelikle tartışılması gereken soru: İnsana kişisel kimliğini veren nedir? Bedenini oluşturan atomlar mı? Bu atomları oluşturan elektronların, protonlerın ve öteki temel parçacıkların özel seçimi mi? Bu soruların olumsuz yanıtı ile ilgili en az iki neden vardır. Birincisi, herhangi bir canlı bedeni oluşturan malzemenin sürekli bir değişim yaşamasındadır. Doğumdan sonra hiçbir yeni beyin hücresinin üretilmediği gerçeğine karşın bu değişim, özellikle beyin hücreleri için geçerlidir. Her canlı hücredeki (beynin her bir hücresi dahil) çok sayıda atom- ve, gerçekten bedenlerimizdeki tüm madde- doğumdan başlayarak bir çok kez yenilenmiştir.

İkinci neden ise, kuantum fiziğinden kaynaklanmaktadır.- ve doğrusunu söylemek gerekirse birinci nedenle tuhaf bir çelişki içindedir.- Kuantum mekaniğine göre herhangi iki elktronun tamamen özdeş olması zorunludur. Ve aynı ilke herhangi iki proton ve herhangi iki temel parçacık içinde geçerlidir. İnsan beynindeki bir elektronun yerine bir tuğladaki elektron konulursa, sistem bir bütün olarak, değişiklikten önceki sistemden, ayırt edilemez. Aynı durum protonlar, atomlar, moleküller vs. için geçerlidir. Bir insanın bedenini oluşturan bütün malzeme, evinin tuğlalarından alınacak uygun parçacıklarla takas edilirse, hiçbirşey değişmez. Bu insanın kendi evinden ayırt edilmesini sağlayan, bireysel parçacık değil, parçacıkların tümünün dizilişinden ortaya çıkan biçimdir.

İnsanın kişisel kimliğini veren nedir? sorusuna cevabımızı verdikten sonra asıl sorumuza dönebiliriz. Işınlanma makinesiyle ışınlanacak bilim kurgu kahramanı yolculuğunu bir uzay gemisiyle normal şekikde yapacakken, bedenindeki her atomun ve her elektronun yeri ve koşullları kesin ve doğru şekilde ayrıntılandırılarak saptanmak üzere baştan aşağı taranıyor. Tüm veriler elektromanyetik bir sinyalle, varılacak uzak gezegenlere ışınlanıyor. Veriler, burada, yolcunun tüm anıları, düşünceleri, umutları ve en derin duygularıyla birlikte tambir kopyasının oluşturuluyor. Beyin etkinliklerinin her ayrıntısı özenle saptanıp iletildikten sonra yeniden inşa ediliğine göre, sonucun böyle olacağını en azından ümit edebiliriz. Mekanizmanın tasarımlandığı şekilde işlediğini varsayarsak yolcunun özgün nüshası artık imha edilebilir. Bu aşamada sorulacak soru: Bir yerden bir yere yolculuk yöntemi gerçekten böylemidir, yoksa kopyasını çıkararak aslını öldürme yöntemimidir? Böyle bir yolculuğu denemek istermisiniz?

Işınlanma makinasının gerçekten işe yaradığını ve yolcunun uzak gezegendeki kopyasında gerçek bilincinin tekrar uyandırıldığını varsayalım. Bu aşamadan sonra aklımıza birçok ahlaki problem takılıyor. Ya yolcunun özgün kopyası, oyunun gereği, ortadan kaldırılmazsa ne olacak? Bilinçliliği aynı anda iki ayrı yerde olabilir mi? (Bu aşamada aklımıza descartesin dualizmi geliyor, bu konuyu başka bir yazıda dahada derinden irdeleyeceğiz) Şöyle bir konuşma karşısında tepkisinin ne olacağını düşünmye çalışın: "Ah canım, ışınlanma makinasına yerleştirilmeden önce sana verdiğimiz ilaç zamanından önce etkisini yitirdi. Öylemi? Şanssızlık ama sorun değil. Öteki senin- şey yani gerçek senin- sağ salim Venüs'e vardığını öğrenmek seni sevindirecektir. böylece seni, şey.... yani buradaki işe yaramaz kopyanı yok edebiliriz. Tabiki hiç acı duymayacaksın:) Burada bir paradoksla karşılaşıyoruz. Fiziğin yasaları arasında ışınlanmaya ilke olarak olanak sağlayan bir yasa varmı? Evet var.