22 Eylül 2007 Cumartesi

Deli Sacmasi: Ermeni Soykirimi

Kendimi bildim bileli tam bir kuskucuyumdur. Tabi kuskucuyum dediysem de kuskuculugun babasi olan Pyrrhon kadar da kuskucu degilim. Oyle ki Pyrrhon la ilgili bir hikayeyi duydugumda benim kuskuculugumun onunkindan cok farkli oldugu iyice pekismis oldu. Pyrrhon bir eylemin digerinden daha akillica oldugundan emin olmamiz icin asla yeterince bilgiye sahip olmadigimizi ileri surmustu. Oykuye gore Pyrrhon gencliginde bir aksam felsefe hocasini kafasi bir cukura sikismis ve kendini kurtaramayacak bir durumda gorur. Bir sure onu izledikten sonra hocasini disari cekmenin bir yarari olmayacagini dusunmek icin yeterli neden olmadigina karar verip yoluna devam eder. Onun kadar kuskucu olmayan cevredeki insanlar hocayi kurtarirlar ve Pyrrhon u acimasizca suclarlar. Ancak hocasi kendi ogretisine sadik kalarak onu tutarliligindan dolayi kutlar. Iste ben bu olcude kuskucu olmasamda yinede kendimi bir acidan da kuskucu olarak tanimlayabiliyorum.

Bakin kuskucular birseyin dogru kabul edilebilmesi icin neyin olmasi gerektigini soyluyorlar: 1 Uzmanlar bir goruste hemfikir ise bunun tersinin dogru oldugundan emin olunamaz. 2 Uzmanlarin hemfikir olmadigi bir gorus uzman olmayanlarca kesin dogru olarak kabul edilemez. 3 Butun uzmanlar dogru olmasi icin yeterli neden bulunmadigini kabul ediyorlarsa siradan bir kimsenin karar vermekte cekingen davranmasi akillica olur.

Bu kadar sey soyledikten sonra pek tabiki nereye baglayacagimi tahmin etmeniz olasi. Yazi ermeni soykirimi iddaasiyla ilgili. Dunyada devletlerinin bu konudaki davranislari ve bizim buna vermis oldugumuz tepkiyi irdeleyecegiz. Herhangi bir neden akilci nedenlere dayaniyorsa insanlar bu nedenleri ortaya koyar ve etkilerini beklerler. Boyle durumlard bunlari atesli bir sekilde savunmazlar. sukunetle benimserler ve nedenlerini sogukkanlilikla aciklarlar. atesli bir sekilde savunulan gorusler asla iyi bir temele dayanmyan goruslerdir. Simdi birseyin dogru kabul edilmesi icin gerekli kriterler olarak siraladigimiz uc maddeye geri donelim. Ermeni soykirimi iddaasi konusunda uzmanlarin cogunlugu boyle birseyin olmadigi savunurken, bazi ulkelerin bunu goz ardi ederek atesli bir sekilde soykirimi savunmasi sizce akilci bir davranis mi? Tabiki degil. Peki bazi yazarlarimizin yaptigi gibi Turkiye' nin karsit tezini bagira cagira anlatmasi mi gerekir? Buna da tabiki hayir. Aynen suan ki yaptigi gibi sogukkanlilikla ve sukunetle ortaya koydugumuz akilci nedenlerin etkilerini beklemek.

Simdi ermeni soykirimini savunarak her firsatta gundeme getiren ve zavalli haldeki ermeniler icin aglayanlar birinci dunya savasinda ateskes sonrasinda Almanya ve Turkiye'ye yapilan ablukayi uzatmislardi. Bu abluka cok sayida cocugun olmesine neden oldugu biliniyordu, ama dusman ulkelerin nufusunun azalmasi arzulaniyordu. Kendi hatasini gormeyip sadece bizi suclayan ulkeler bir delinin davranisindan farkli bir davranis icinde degildirler. Iste tamda bu noktada Bertrand Russell in bir kitabindan bir alintiyla yaziyi noktalamak istiyorum. Butun bir ulus bir kuruntuya kapildigi zaman, savlarina karsi gelindiginde kapildiklari ofke tek bir delininkiyle aynidir, fakat o ulusun aklini basina getirecek tek sey savastir. Temennim iste bu deli ulkelerin sonunda bir savasa yolacmadan bu akil disi savlarindan vazgecmeleridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder