Yazmayalı baya oldu, ancak fırsat bulabildim. Daha doğrusu internet sorununu yeni çözebildim. Kamptaki internet blog adreslerine sınırlandırılmış. Bende şantiyedeki ofisime kendi imkanlarımla internet getirdim. Neyse efendim artık yazabileceğim. O kadar çok şey yaşadım ki bu iki hafta, not da almadığımdan sadece hatırlayabildiklerimi yazacağım.
Şuan 66. derece 33' paralelindeyim yani tam kutup dairesinin üzerinde:D Beklediğim kadar soğuk değil. Gerçi geldiğimiz gün kar fırtınası vardı ve baya soğuktu ama gün geçtikçe dahada sıcak oluyor. İlk geldiğimiz gün montlar ısıtmaya yetmiyordu, bugün ise t-shirt giyiyorum:D Kırk yıl düşünsem buraya geleceğim aklıma gelmezdi. İlk izlenimler, duyduklarım beni baya şaşırttı. Burası sanki başka bir gezegen. Güneşin hiç batmadığını hepiniz biliyorsunuzdur herhalde, ondan bunu hemen geçeceğim. Ama yinede çok garip oluyor söylemeden edemeyeceğim. Gece uyumaya giderken iyi geceler diyemiyor insan:D Bir garip oluyor. Geldiğimde heryer kar ve buzdu ama şuan yavaş yavaş erimeye başladılar. Burada uzun bir nehir var ve şehre gelen tüm herşey o nehir sayesinde gelebiliyor. Yani sadece yaz aylarında açık olan nehir sayesinde şehre dışarıdan yiyecek yada içecek gelebiliyor. Tren veya uçakla ulaşmak mümkün ama maliyet nedeniyle taşımacılıkta pek tercih edilmiyor sanırım. Kırk yıllık uçuş fobimi yendim diyebilirim. Heyooooo!!!! Tabi ilaçlar yardımıyla:D İstanbul-Moskova ve Moskova-Salekhard tam 6 saat sürdü ama hiç rahatsız olmadım.
Burada oksijen çok azmış fakat ben yaşamımda pek bir etkisini görmedim. Hatta Rus Hükümeti burada yaşayanlara uzun tatiller veriyormuş sağlık açısından. Halk tamamen dışarıdan gelme. Buranın yerlilerine hanti deniyor. eski mo ların bir çeşiti. Ama onlar çok azınlıktalar ve hala ya çadırda (soğuğa rağmen) ya da ahşap evlerde yaşıyorlar. Geri kalan halk ise Rus hükümetinin burada çalışması için gönderdiği insanlar. Yüksek maaşlar verildiğinden çok zengin bir halkı var. Mesela burada ev fiyatları 350 bin dolardan başlıyor. O da apartman dairesi ve 50 m2 kadar. Tolstoyun romanlarında geçen Rus sürgün bölgesi işte burası. Stalin bile 2 kere sürgün edilmiş buradaki hapisaneye. Daha gidemedim ama hala faal olan bu hapishaneye gidip fotoğraflarınıda yayınlamayı düşünüyorum.
Şimdilik bu kadar anlatayım, yarın devam ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder