18 Ekim 2010 Pazartesi

Ye Ye Ye

Bugün izlediğim bir filmde hayattan sıkılan bir kadın onu seven kocasından ayrılıyor ve çıkıyor yola. önce italya sonra hindistan en sonda baliye gidiyor. Bu kadının maceralarını oluşturuyor film. Aynı olaylar bir erkeğin başına gelse birden karar verip çıkıp gitse mesela bir film olmazdı herhalde. Bir erkeğin hayatının bir şekilde film olması için kahramanlıklar yapması, uçması, kaçması, çok zengin olması veya çok çok çok ekstrem bir yaşamı olması lazım. Ama bu kadınlar için böyle değil. Bir karar veriyor kadın çıkıyor yola çok enteresan bir hikaye çıkıyor. Bir erkek için bu çok rutin zaten erkekler böyle kararları çok kolay verirler. Ama canları istemediği için dururlar öylece yerlerinde.

Hem erkeklerin yazdığı bloglar da çok sıkıcıdır mesela. Bir kız blogunda kendi saçma sapan hayatından uzun uzun bahseder veya tüm türkiyeyle cinsel hayatından bahsederse çok okunabilir ama bir erkek bu konularda yazarsa sadece kendi kendini okur herhalde. Bir erkeğin hertürlü şaklabanlığı yapması çok çok önemli konularda yazması lazım ki okunsun. Öyle bloggerlar var ki adamların ne kariyerleri ne hayatları varda azıcık fazla okunmak ilgi çekmek adına ne şaklaban şaklaban şeyler yazıyorlar. Bakın hiç düşündünüz mü neden komedyenler veya komik insanlar hep erkek. Çünkü erkeklerin ilgi çekmek, kalabalıklar içinde fark edilmek için etrafındakileri güldürmesi hemde çok güldürmesi gerekir. Bir kadınınsa kırmızı bir ruj sürmesi yeter. Kadın rahat ne demeye komik olmaya çalışsın, komik olmak çaba ister. Çok düşünmek çok izlemek gerek.

Neyse konu başka yerlere gitti, uzadı. İzlediğim filmin adını yazmayı unutmayayım bu arada. Eat Pray Love. Filme gitmeden imdb puanına bakmıştım, şuan itibariyle 4,5. Bu kadar kötü puana rağmen yinede gidip izledim. bana kalırsa 8 üstünü hakediyor. Ama nasıl olduda bu kadar düşük kaldı anlamadım. Demek imdb ye her zaman güven olmuyor. Bakın demek banada bir kadının böyle bir serüveni enteresan gelmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder