21 Şubat 2009 Cumartesi

Ekonomik Depresyona Doğru...

Şubat ayında ki son gelişmeler şunu gösterdi ki hiçbirşey düzelmediği gibi dünya ekonomisi daha da kötüye doğru gidiyor. Japonya son ceyrekte bir sene oncesine kiyasla %12.7 gibi saçma bir küçülme rakamı acikladi. Almanya yıllık %8 gibi bir küçülme yaşadı, Avrupa son ceyrekte yıllık %6 gibi bir küçülme yaşadı. Guney Kore ise %21 gibi acınası bir küçülme yaşadığı soyleniyor. Türkiye, Amerika, Çin gibi ülkeler büyüme hızlarını bir sene öncesinde ki aynı çeyrek rakamları üzerinden bugünkü değişime göre hesaplıyorlarmış. Yani bir önceki çeyreğe göre değişim hesaplanmıyormuş.

Bir önceki çeyreğe göre büyüme hızları tekrar hesaplandığında; Turkiye'nin ucuncu ceyrekte %8, dorduncu ceyrekte %15 gibi bir hizla kuculdugunu tahmin ediliyor. Amerika ise %7 gibi bir hizla kuculuyormus. İşte bu yanlış büyüme hızları rakamları üreticilerin ekonomik daralmayı yanlış hesaplamalarına neden olduğundan fazla üretim yaptılar. Bu nedenle içinde bulunduğumuz çeyrekte üretimde normalden fazla bir kısıntıya gidip bunu telafiye çalışacaklar. Yani bu şunu gösteriyor ki; 2009 un ilk çeyreğindeki büyüme oranları aklınızın alamayacağı derecede düşük olacak.


Ayrıca Türkiye mevsimsel ve işgünü düzeltmesi yaparak revize edilmiş milli gelir rakmalarını açıklamamakta ısrar ediyor. Hala 2009 yılı büyüme tahminini %4 olarak gösteriyor. Yıl sonunda büyük bir hüsranla karşılaşacağımız aşikar.


Merkez bankasının en son gerçekleştirdiği agresif faiz indirimininde krizin Türkiye'yi ne kadar zorladığının bir kanıtı aslında. Hala hamdolsun kriz teğet geçti diyebilir m bazılarımız merak ediyorum.


Durumların pekde iyi gittiği söylenemez, amacım karamsarlaşmamızı sağlamak değil. Ama ne durumda olduğumuzu bilip ona göre hareket etmemiz daha doğru olacaktır. Siaysilerin dediği gibi teğet geçen bir şey yok yani, hatta sizin tahmin ettiğinizden bile çok çok daha fazlası var.

11 Şubat 2009 Çarşamba

"I'm not Turkish Lilly Allen"

Ben demiyorum, Nil Karaibrahimgil'in sözü. Kendisi Türk sanatçılardan dinlediğim nadir isimlerin arasında. Londra' da ki konserinde kendi sözleriyle kendi yazdığı ingilizce şarkılarınıda söylemişti, o zamanda çok beğenmiştim. Çok mütevazi bir insan olduğuna da şahit oldum, onu sevmemin bir nedenide bu. Neyse efendim konumuza dönelim; kendisi yeni albüm çıkarmış. Seviyorum Sevmiyorum adlı parçasını sizinle paylaşayım istedim. Gerçekten çok güzel olmuş, sürekli bir gelişme içinde Nil. Yeni albümünün adı ise Nil Kıyısında.

Seviyorum Sevmiyorum - Nil

8 Şubat 2009 Pazar

Düşünüyorum Öyleyse .............

Kesin olan bir şey var.
Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.
Şüphe etmek düşünmektir.
Düşünmekse var olmaktır.
Öyleyse var olduğum şüphesizdir.
Düşünüyorum, o halde varım.
İlk bilgim bu sağlam bilgidir.
Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim."



Bunları 350 sene önce Descartes söylemiş. Aradan geçen 350 senede dünya bu felsefi düşünce sistemi üzerine kuruldu ve daha önce binlerce yılda gelemediği gelişmişlik düzeyine bu düşünce sistemi sayesinde geldi. Bundan 100 sene önce bir A zanlısı bir B suçu işledi dense buna insanların inanması için birçok kanıtın öne sürülmesi gerekiyormuş. Şimdi ise tv de hergün duyduğumuz her suça hemen hemen inanır olduk. Bu sadece bizde böyle değil, bizden çok daha fazla geliştiğini varsaydığımız batı dünyasında da aynen böyle. Yine bundan 100 sene önce Amerikan başkanlık seçimlerinde kim teknolojiyi ve bilimi daha çok destekleyek yarışına girilmişken bugün başkanlar kimin daha çok dua ettiğiyle orantılı olarak seçiliyor. Bu Türkiye'de de aynen böyle, son gelişmeler bunu bize daha çok gösterdi.

2 Şubat 2009 Pazartesi

Google Translate Artık Türkçe (Sonunda)

Evet sonunda Google Translate Türkçe. Bu çok sevi,ndiğim ve beklediğim birşeydi. Ve neden bu kadar geciktiğini anlayamıyordum. Ama neyse geç olsun güç olmasın. Hemen bloga ekledim dil seçeneklerni. En üst en sağdaki menüden istediğiniz dili seçebiliyorsunuz. Ben konuşabildiğim dillerde çevirip denedim geçekten çeviri süper. Hadi hayırlı olsun.

Not:Google translate in Türkçesi beklediğim kadar iyi çıkmadı, bir İngilizce servisi kadar profesyonel değil, daha çok kelime bazında çeviri yapıyor. Belki biraz daha zamanla daha iyiye çevirirler servisi.

Gereksiz Gugıllama!!!

Harvard'lı fizikçi Alex-Wissner Gross Google'nin çevreye ne kadar zarar verdiğini hesaplamaya çalışmış. Her iki google aramasında elektrikli ısıtıcıda bir fincan çay için su kaynatırken ortaya çıkan kadar karbondioksit salınıyormuş. Bu şu demek oluyor; bir fincan çay için ısıtıcı kullanırken atmosfere 15 gram karbondioksit salımı gerçekleşiyor. Google’daki tek bir aramanın çevreye maliyetiyse 7 gram karbondioksit oluyor. Bundan sonra Google aramalarında daha dikkatli davranmaya karar verdim. Her gereksiz aramamla 7 gram karbondioksit salınımı gerçekleştirmiş olmam baya sarstı beni. Dünyada hergün 200 milyon Google araması yapıldığına göre durumumuz pek iyi gibi durmuyor.